Türkiye’de çocuk işçiliği: Resmi veriler neden paylaşılmıyor?

İSTANBUL – 2019 yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 720 bin çocuk işçi bulunuyor; bu, nüfusun neredeyse yüzde 5’ine tekabül ediyor. Ancak, TÜİK, bu tarihten sonra çocuk işçilikle ilgili veri yayımlamayı durdurdu. Hükümetin 2005 yılında çıkardığı çocuk işçiliği ile mücadele kanununa rağmen, çocuk işçilik konusunda güvenilir verilere ulaşmak zorlaşıyor. Uzmanlar, TÜİK’in veri paylaşımını durdurmasının nedenleri arasında şirketlerin finansmanlarının zarar görme ihtimalinin bulunduğunu öne sürüyor.

‘DEVLETİN RESMİ VERİSİ YOK’

Türkiye, çocuk hakları ve işçiliğinin önlenmesi amacıyla Avrupa Birliği’nden çeşitli fonlar aldı. Bunlardan biri, 2022 yılında “Türkiye’de çocuk haklarının desteklenmesi” projesiydi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın desteklediği bu projeye 3 milyar euro tahsis edildi. Ancak bu tarihten itibaren, çocuk işçiliği ile ilgili resmi veriler paylaşılmadı.

CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, konuyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çocuk işçi ve genç işçi sayılarıyla ilgili bir soru önergesi gönderdiğini söyledi. Özer, bakanlıktan gelen yanıtta, sorulara doğrudan cevap verilmediğini, TÜİK’teki verilere atıfta bulunulduğunu kaydetti.

Özer, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak TÜİK’te de yalnızca 2019 yılına ait veriler mevcut. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Araştırma Hizmetleri’ne yaptığım başvuruda ise, yalnızca 2019 yılına ait verilerin bulunduğu belirtildi. Sonuç olarak, çocuk ve genç işçiliği hakkında devletin resmi bir verisi bulunmuyor.”

‘VERİLER TARTIŞMALI’

Çocuk işçiliği konusunun son derece önemli olduğuna değinen Özer, şöyle devam etti: “Ancak bu alandaki veriler sıkça tartışma konusu oluyor. Farklı kurumlar, 14 yaşına kadar olanları çocuk işçi olarak tanımlarken, bazıları 15 yaşını esas alıyor. Bu durum, Türkiye’deki çocuk işçi ve genç işçi sayılarıyla ilgili kesin rakamlara ulaşmayı zorlaştırıyor. Yaptığımız incelemeler, mevzuat gereği işçi çocuk ve işçi genç olarak tanımlanan farklı yaş gruplarında çalışanların sayısının ciddi boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor. Bu çalışanların çoğu, ağır iş kollarında yer alıyor; yani çalışmaları yasak olan işler.”

‘DENETİMDEN KAÇILIYOR’

Verilere ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Özer, “Bakanlıkların çocuk işçiliğini önlemek için mevcut politikaları olduğunu belirtiyoruz. Eğer bir sorun varsa ve bunu çözmek için politikalar geliştiriliyorsa, ilgili verilere ve analizlere ihtiyaç vardır. Dolayısıyla, bakanlığın elinde bu verilerin bulunduğunu ve bunları gizlediğini düşünüyoruz. Bakan Işıkhan’ın soru önergesine verdiği yanıttan, denetimden kaçtıkları ve resmi verileri gizledikleri anlamı çıkıyor. Eğer bakan haklıysa ve ellerinde veri yoksa, bu da ayrı bir skandal olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

ŞİRKETLERİN FİNANSMAN KAYBI

Akademisyen Aslı Odman da çocuk işçiliği konusundaki saha çalışmalarını değerlendirirken, büyük şirketlerin ESM testlerini geçmek zorunda olduklarını ve çocuk emek kullanmamaları gerektiğini vurguladı. Ancak, mülteci ve çocuk emeğinin hâlâ kullanıldığını belirtti. Çocuk emek kullanımının tespit edilmesi durumunda şirketlerin ciddi finansman kaybına uğrayabileceğini ifade etti.

Odman, TÜİK’in 2019’da veri akışını durdurmasının arkasında, şirketlerin finansman zincirlerinin kopmamasını sağlama çabasının yattığını düşündüğünü söyledi. Bu durumun, AB’den alınan fonlar ve ILO’nun Türkiye’deki çalışmaları bağlamında ciddi bir sorun teşkil ettiğini vurguladı.

Türkiye’de çocuk işçiliği sorunu, Odman’a göre resmi verilerin eksikliği ve gizlenmesi nedeniyle daha da karmaşık bir hal alırken, bu konudaki çözüm önerileri ve politika geliştirme çabaları, güvenilir verilere dayanmadığı sürece etkisiz kalmaya devam edecek.

Related Posts

Norveç’te bir adam uyandığında bahçesinde dev bir yük gemisi buldu

Norveç’te bir adam uyandığında bahçesinde dev bir yük gemisi buldu

Fatih Portakal savcılık kararına ateş püskürdü: ‘Bu nasıl gaddarlıktır’

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın belediyelere ait yerlerde Ekrem İmamoğlu, Resul Emrah Şahan, Ahmet Özer, Rıza Akpolat ve Alaattin Köseler’in fotoğraf, video ve ses içeren içereklerin kullanımını yasakladı. SÖZCÜ TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal savcılığın kararına ateş püskürdü. Portakal, “Hani masumiyet karinesi vardı! Bu nasıl bir gaddarlıktır” dedi

Kent Lokanta’sının mutfağına sabotaj! Bütün ürünleri çürüttüler

Buca Belediyesi’nin Söğüt mevkisinde yer alan ve elde edilen mahsulün Kent Lokantaları aracılığıyla Bucalılara sunulduğu seraya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın yaptığı ziyaretin ardından kimliği belirsiz kişilerce saldırı düzenlendiği bildirildi. Buca Belediyesi’nden yapılan açıklamada seranın su deposuna tuz konulduğunun tespit edildiği, bu durumun bitki köklerine zarar vererek büyük çapta ürün kaybına neden olduğu açıklandı.

TİKA Fildişi Sahili’ndeki yetim çocuklara umut oldu

Fildişi Sahili’nin tarihi sahil kenti Grand-Bassam’da bulunan Ulusal Kız Yetimhanesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) sağladığı insani kalkınma desteği sayesinde yalnızca bir yetimhane değil aynı zamanda umut ve eğitim yuvası haline geldi. TİKA’ nın temel altyapıdan eğitime, sağlıktan erken çocukluk bakımına kadar uzanan desteği, Grand-Bassam Ulusal Kız Yetimhanesinin hem fiziksel yapısını güçlendirdi hem de çocuklara sunulan hizmetlerin kalitesini yükseltti.

Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Zamir karşı karşıya: İç savaş uyarısı!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Yüksek Mahkeme’nin aksi yöndeki kararını hiçe sayarak Tümgeneral David Zini’yi İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü olarak atama kararı Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in tepkisine neden oldu. Zini’nin atamaya karşı çıkmasının ardından Tel Aviv Üniversitesi Rektörü de Şin-Bet Direktörü olarak atanan David Zini’yi “iç savaş” uyarısında bulunarak istifa etmeye çağırdı.

‘Boş çeyrek’ denilen yerden 5.000 yıllık medeniyet çıktı: Kumların Atlantis’i

Yüzyıllar boyunca Suudi Arabistan ile Dubai arasındaki Rub’ el-Hali Çölü, yani yerel halk tarafından yaşam olmadığı için ‘Boş Çeyrek’ olarak adlandırılan çorak bölgede 5.000 yıllık medeniyet izlerine rastlandı.