Soruşturmalar gündemdeyken Saray’dan ‘itiraf’: ‘Bazıları eksik veya sorun içerebilir’

Türkiye’nin gündemi muhalefete ve belediyelere açılan soruşturmalar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan, 9 belediyeye yönelik yapılan soruşturmalar tepkiler de odağındayken, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan ‘itiraf’ gibi bir değerlendirme yazısı geldi.

Uçum’un sosyal medya hesabından paylaştığı ‘Hukuk Notları’ başlıklı değerlendirme yazısı şu şekilde:

“Küresel ve bölgesel egemenlik savaşlarının sadece fiili güce dayandığı günümüzde, hukuk tartışmaları da gerçekçi olmak zorunda. Evrensel hukuk, uluslararası insan hakları düzeni gibi kavramlara ilişkin ezberler bozuldu, illüzyonlar dağıldı, olgusal gerçekliğin acımasızlığı açığa çıktı.

EVRENSEL HUKUK

Evrensel hukuk kavramının batıcı manası ve içeriği insanlık için güvenilmezdir. Yerelden bağımsız bir evrensel olmaz, bu yerel de sadece batı olamaz. Batının tecrübesinden ve yerelliğinden ibaret bir evrensel hukuk tanımını kabul etmek mümkün değil. O evrensel(!) içinde, batıdan başka bir yerel yoksa evrensel de yoktur.

Gerçek evrensel hukuk tüm insanlığın birikiminden oluşan bir hukuk müktesebatı olabilir. Hukuk ve değer ilişkisi, hukuksal değer gibi hususların epey tartışmalı olduğunu gözardı etmeden bütün insanlığa ait ilke, değer ve norm bütünlüğünü evrensel hukuk olarak varsayabiliriz. Ama bu yeni evrensel batıya ve batıcılığa indirgenemez.

EVRENSEL HUKUK-MİLLİ YARGI

Bir ulusal yargının evrensel hukukun kabullerini dikkate almasının sınırı kendi ulusal pozitif hukuk düzenidir. Evrensel hukuk ne doğrudan referans alınabilir ne de doğrudan uygulanabilir. Genel kabul görmüş kurallar yalnızca bir ülkenin iç hukuk düzenine norm olarak işlendiğinde milli yargıyı bağlar.

Ayrıca bir ulusal (milli) yargının, bağlı olduğu pozitif hukukunu bir hukuk anlayışıyla uygulaması gereken hallerde, hukuk bakışını tüm insanlığa ait evrensel hukuk müktesebatıyla uyumlu kılması savunulabilir. Fakat bu durum ulusal (milli) hukuk olgusunu ortadan kaldırmaz, demokrasiyi benimsemiş ülkelerin ulusal hukuk sistemlerinde zaten olması gereken evrensel hukuk unsurunu görünür kılar.

Bu bakış açısını ABD, Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere medeni (!) sayılan batı, çıkarlarına aykırı olunca asla dikkate almıyor. Guantanamo, Ebu Gureyb cezaevi işkenceleri, NSU davaları, sarı yeleklilerin hak ihlalleri, kişilik haklarını ihlal eden sistemli polis uygulamaları gibi çok örnek var. Örtük/açık polis devleti pratiği, yabancı, siyah ve İslam düşmanlığı, ırkçılık olağanlaşmış. Gazze’de batının bilinçli körlüğü evrensel hukuk aldatmacasını çöpe attı. Birleşmiş Milletler sistemi iflas etti. Avrupa Birliği can çekişiyor, pandemide ve Gazze’de ibretlik hale düştüler. Tabi ki sui misal emsal olmaz. Ama Türkiye’de hukuktan şikâyet edenlerin hukuk ihlalleriyle malul batıya halen daha toleransı da utanç vericidir.

Türkiye’de hukuk devleti taviz verilemez bir anayasal esastır. Bazı hukuk uygulamaları, kimi soruşturma ve kovuşturmalar eksik veya sorun içerebilir. Hukuk reformu perspektifinin ve yargı reform stratejilerinin bir hedefi de bu eksikleri gidermek ve sorunları çözmektir. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını çok daha kapsamlı ve hızlı hayata geçirmeye de katkı sağlayacaktır.

KÜRESEL DÜZEN

İkinci dünya savaşından sonra BM’nin kuruluşu, uluslararası sözleşmelerin artışı teorik olarak devletlerin egemenliklerini sınırlamayı kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir.

Ancak BM’nin görünürdeki amacı olgusal gerçeklikle hiç uyuşmadı. Kurulan bu sistem özellikle batı egemenlerinin, emperyalist güçlerin küresel hakimiyet savaşında araç olmaktan başka bir işe yaramadı. Bu sistem yoluyla ‘egemenlikleri sınırlanmak istenen ülkelere karşı’ bir de hukuk kılıflı operasyonlar yapıldı.

İnsan hakları özüne yabancılaştırıldı, ideolojiye dönüştürüldü, ulusal devletleri zaafa uğratmak ve teslim almak için kullanıldı.

Sonuçta görünürdeki küresel hukuk sistemi çöktü. Küresel seviyede hiç bir kural ve kurum referansı kalmadı, şimdi açık güç savaşları var. İnsanlık bu kaostan dünyayı yeniden yapılandırarak çıkabilir. Bunun nasıl olacağı ise en önemli konu.

Kesin olan şu ki milli devletler bağımsızlıklarını koruyarak, eşit seviyeli işbirlikleri yaparak ve milli devletlerin anti-emperyalist birliğini geliştirerek bu kaosa karşı yeni bir yol açabilir. Türkiye’nin yapmaya çalıştığı budur ve başaracağına inancımız tamdır.”

Related Posts

Bahçeli’den PKK’ya ön şartsız “Öcalan’a itaat” çağrısı

MHP lideri Bahçeli, iktidarın silah bırakma kongresi beklediği PKK’nın Öcalan’a ön şartsız “itaat etmesi” gerektiğini söyledi. Bahçeli, Suriyeli Kürtlerin Kamışlı’daki konferansına katılan DEM Parti’ye de tepki gösterdi.

Nükleer güçler arasında gerilim: “Hindistan her an saldırabilir”

Keşmir’de geçen hafta 26 kişinin öldüğü saldırı sonrası Pakistan ve Hindistan arasında gerilim giderek tırmanıyor. Pakistan Savunma Bakanı Muhammed Asıf, ülkesinin her an Hindistan’ın saldırısına uğrayabileceğini söyledi.

Ekrem İmamoğlu’ndan miting çağrısı: ‘Bir ve birlik olmaya davet ediyorum’

Başakşehir’de yarın gerçekleştirilecek “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi için çağrıda bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu “İstanbullu hemşehrilerimi yarın saat 20.30’da Başakşehir’de İstanbul’un muhafızı olmaya, İstanbul’un talanına, Kanal İstanbul adlı ihanet projesine karşı çıkmaya, bir ve birlik olmaya davet ediyorum” dedi.

Bağ evinde uyuşturucu partisine baskın

Jandarma ekiplerinin bir bağ evine düzenlediği baskında uyuşturucu içerken suçüstü yakalanan sekiz kişi gözaltına alındı.

Dünya Laborantlar Günü ne zaman? (Dünya Laborantlar Günü mesajları)

Dünya Laborantlar Günü, sağlık sektöründe kritik bir rol üstlenen laborantların emeklerini takdir etmek ve onların katkılarını kutlamak için önemli bir fırsattır. Bu özel günde, laborantların sağlık hizmetlerindeki vazgeçilmez rollerini bir kez daha hatırlayarak, onlara teşekkür etmek, sağlık sistemimizin güçlenmesine katkı sağlayacaktır.

Hırsızlık şüphelisinden “Kendi motosikletim zannettim” savunması

Adana’da 29 yaşındaki İsmail K., jantındaki kilidi makasla kesip motosiklet çaldı. İsmail K. ifadesinde, “O gece içki içmiştim. Motosikleti kendi motosikletim zannedip aldım.” dedi.