Sabah yazarı Dilek Güngör’den Koç’un, Sabancı’nın köşkünün elektrik parasının devlet kasasından ödenmesine son verilsin çağrısı
Dilek Güngör, ‘Zenginin yalısının elektriğini devlet ödemesin!” başlığı ile kaleme aldığı yazısında, maliyet bazlı fiyatlamaya geçilmesini önerdi.
“Sübvansiyonlar” konusunda da değerlendirmelerde bulunan Dilek Güngör, elektriğin yarısının da regüle edilen sübvansiyonlu fiyatlardan satıldığını belirterek, ‘ilginç’ bir çağrıda bulundu.
İşte o yazı;
Önceki gün enflasyon açıklandı. Malumunuz, uygulanan programın en önemli ayağı dezenflasyon… Dolayısıyla da her ay veriler yakından izleniyor. Temmuz rakamlarına bakacak olursak, yıllık bazda enflasyonda düşüş sürüyor. Haziran ayına göre düşüş 9.8 puan, yüzde 61.8. Ancak aylık enflasyon yüzde 3.23 ile Merkez Bankası’nın arzuladığının üzerinde… Bu eğilim devam edecek mi?
Dün Ankara’da Turkuvaz Medya Grubu’nun Balgat’taki ofisinde ağırladığımız Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e göre, ağustosta da düşüş eğilimi devam edecek. Yılsonunda da yüzde 40’lık oran görülecek. Şimşek, “2024 dezenflasyona geçiş yılıydı. Zorlu geçeceğini söyledik. 2025’te ilk rahatlama görülecek. Millet bize inansın. Biraz sabır ve zamana ihtiyacımız var. Enflasyon tek haneye düşene kadar rahat uyumayacağız” diyor.
Peki ya beklentiler?
Düşüş devam ettikçe uygulanan programa güvenin artacağını, Merkez Bankası’nın hedefinin gerçekleşmesiyle beklentilerin de iyileşeceğini söylüyor.
Tabii gıda, ulaştırma, ticaret alanında yapılması gerekenlerin de altını çiziyor…
Birincisi, gıdada arzı artıracak önlemler… Teknolojiyi tarıma entegre etmek… Endüstriyel bitkiler üretmek… Soğuk zincir kurmak… Aracıları ortadan kaldırmak…
Ticarette yol haritası belli… Ürünü tarladan sofraya getirecek sistemi kurgulamak…
Ulaştırmada da özellikle OSB’leri demiryoluyla ana ulaşım akslarına ve limanlara bağlamak…
Bunlar doğru yaklaşımlar…
İlaveten bana kalırsa, enflasyondaki düşüş kalıcı olmaya başlıyorsa maliyet bazlı fiyatlamaya da geçilmesi gerek…
Bu modelle, herkes kafasına göre fiyat belirlemeyi bırakır. Ürünün bugünkü ve gelecekteki üretim maliyetlerini dikkate alıp, belirli bir kâr marjı ekleyerek, satış fiyatını belirler.
Bir de işin sübvansiyonlar kısmı var.
Herkes elektrik ve gaz zammını konuşuyor da…
Kimse işin bu boyutunu sorgulamıyor.
Türkiye’de faturalanan elektriğin yarısı regüle tarife denilen sübvansiyonlu fiyatlardan satılıyor. Düşünün, her 100 TL’lik elektrik ve gazın yaklaşık yüzde 70’ini devlet veriyor.
Hem de sadece dar gelirlinin değil…
Sosyal Devlet olalım elbette…
Ama Koç’un villasının da Sabancı’nın köşkünün de elektrik ve doğalgazının parasının bir kısmının devlet kasasından ödenmesine artık son verilsin.
patronlardunyasicom